top of page
  • Selçuk Can Güven

Para Kazanabileceğim Bir Fikir Nasıl Bulurum?



Bu Fikri Nasıl Hayata Geçirebilirim?

Önümüzdeki iki yazıyı yolun çok başındaki arkadaşlara adamak ve fikirden ürüne giden yoldan bahsetmek istiyorum. Fikirden ürüne giden yol yani diğer adıyla ticarileşme diyebiliriz.


Ya bir fikriniz var, bundan para kazanmak istiyorsunuz ya henüz o fikri bulmadınız ya da birden fazla fikriniz var “Hangisini takip edeyim?” diye kendinize soruyorsunuz. Öncelikle aramıza hoş geldiniz, girişimcilik virüsü tarafından enfekte edildiniz. Bu ne demek? KPSS’ye hazırlanmak, düzgün maaşlı, sakin, güvenli bir iş bulmak yerine bundan sonra hayatınızda hep sorun arayıp, “Bundan şirket olur mu acaba?” diyeceksiniz.


Birinci aşama ticarileşme potansiyeli taşıyan bir fikir bulmaktır.


Hemen uyarmak isterim, tüm konuştuklarımız girişim/startup ekosistemi için geçerlidir. Yoksa mahallenize çiğ köfteci ya da lokmacı açmak isterseniz bu da ticarileşme potansiyeli taşıyan bir fikirdir. (Sürdürülebilirliği tartışılır. Biz daha inovatif startup fikirlerinden bahsediyoruz.)


Fikrin çok da inanılmaz, inovasyonu yemiş bitirmiş bir fikir olmasına gerek yok. Oldukça basit ve sıradan fikirlerin iyi uygulandığında, doğru zamanlamayla çok başarılı olduğunu görüyoruz.

Zaten kar tanesi gibi eşi benzeri olmayan nadide bir fikir bulma şansımız yok. Bulacağınız şey mutlaka dünyada birisinin aklına geldi. Hatta birileri de yaptı bile. O yüzden bu fikri çevrenizle konuşurken de aşırı korumacı davranmanıza gerek yok. Siz büyük ihtimalle mevcutta olan bir şeyin farklı bir varyasyonu üzerinden giderek orijinalik bulmak isteyeceksiniz.


İşte bu orijinalliği ararken de problemlerle karşılacaksınız. Bu yüzden bölümün ana mesajı: “


Fikir değil problem arayın, çevrenizdeki problemlere bakın. Özellikle bizzat yaşıyor olduğunuz, bizzat muzdarip olduğunuz problemlere bakın.

biliyor musunuz? Fikirden ürüne giden yolda, ticarileşecek bir çözüm geliştireceksiniz. Siz problemi bizzat yaşarsanız, geliştireceğiniz çözümün gerçekten dertlere derman olup olmadığını birinci elden yaşama şansınız oluyor.


Fikirden ürüne giden yolda, ticarileşme potansiyeli olan fikri ararken çok önemli bir diğer nokta: “Benim bu fikri hayata geçirmede ne gibi avantajlarım var?” sorusu.


“Aynı anda, aynı fikri 10 kişi uygulamaya geçse, ben şu yüzden birinci olurum. O sektörü çok iyi biliyorum, bu problemleri yıllarca yaşadım,” diyebiliyor musunuz?


Buna defensibility diyorlar. Savunulabilirlik. Sa-vu-nu-la-bi-lir-lik. Söylemesi zor, ben o yüzden lokma katsayısı diyorum. Lokma katsayısı düşük ise o iş kopyalanabilir ve emin olun siz biraz başarı kazandığınızda o iş mutlaka kopyalanacak. Lokmacı örneğinde, üçüncü jenerasyon cafe örneğinde hepimiz buna şahit olduk ama bu kavram teknoloji odaklı startupları da kapsayacak kadar önemli. Örneğin Getir uygulamasının başarısından sonra Banabi uygulaması hatta aynı türevde birçok uygulama çıktı.


“Bu fikri hayata geçirmek için gerekli beceri setim var mı? Bunun da ötesinde gerekli beceri setine sahip herkesten beni ayrıştıran şeyler var mı?” sorularını pozitif yanıtlıyor olmanız lazım. Yoksa siz ticari başarı kazanır kazanmaz kopyalarınız çıkar, bunlardan finansman gücü sağlam olan, arkası sağlam olan bir tanesi bırakın sizi rekabette zorlamayı, piyasadan silebilir.

Yazıyı bitirirken değinmek istediğim son nokta fikrinize âşık olmayın, fikir aşaması çok keyifli bir aşama çünkü çok esnek, bir saniye içinde fikrinizi değiştirebilirsiniz ama şirket kurup operasyona başlarsanız bir saniye içinde pivot yapamazsınız. O yüzden bu aşamayı çok iyi sindirmek, bu esnekliği çok iyi değerlendirmek lazım. Fikrinize âşık olmayın derken şunu kastediyorum: O iş fikrinden hayır gelmeyecek gibi görünüyorsa körü körüne ısrar etmeyin çünkü startup dünyasında bu konu biraz romantikleştiriliyor.


“Kimse ona inanmadı ama o vazgeçmedi. 10 yıl sonra şirketini kurdu ve…”


10 yıl! O romantik hikâyelerde bu insanın 10 yıl boyunca ne yediği, ne içtiği, kirasını nasıl ödediği asla anlatılmıyor.


Bu yüzden fikrinizin ticarileşme potansiyelini ve bu potansiyelin sürdürülebilirliğini devamlı sorgulayın. Sonuçlar iyi görünmüyorsa başka fikre geçin. Fikir aşamasında yön değiştirmek, şirket kurulup işlerken yön değiştirmeye göre hem finansal hem duygusal olarak çok daha masrafsızdır.


56 views0 comments

Recent Posts

See All
bottom of page